DEVAM: 14- İSTİHAZALI
KADIN, ONUN GUSLETMESİ VE NAMAZ KILMASI BABI
63 - (334) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن ابن شهاب،
عن عروة، عن
عائشة؛ أنها
قالت:
استفتت
أم حبيبة بنت
جحش رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقالت:
إني أستحاض.
فقال "إنما
ذلك عرق فاغتسلي.
ثم صلي" فكانت
تغتسل عند كل
صلاة. قال الليث
بن سعد: لم
يذكر ابن شهاب
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم أمر أم
حبيبة بنت جحش
أن تغتسل عند
كل صلاة.
ولكنه شيء
فعلته هي.
وقال ابن رمح
في روايته:
ابنة جحش. ولم
يذكر أم حبيبة.
[:-753-:] Bize Kuteybetü-bnü Said rivayet etti. (Dediki): Bize Leys
rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Rumh
da rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihab'dan o da Urve'den, o da Aişe'den
naklen haber verdi. Aişe şöyle demiş:
Cahş kızı Ümmü Habibe
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e fetva sorarak: Ben istihaza kanı
görüyorum, dedi. Allah Resulü: "O bir damar(dan gelen bir kan)'dır.
Gusledip sonra namaz kıl" buyurdu. Bundan dolayı o da her namaz için
guslederdi.
Leys b. Sa'd dedi ki:
İbn Şihab Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Cahş kızı Ümmü Habibe'ye
her namaz için gusletmesini emrettiğini zikretmeyip, bunu kendisinin yaptığını
söylemiştir. İbn Rumh ise rivayetinde Cahş kızı demek olan "bint-i
Cahş" demeyip, yine aynı anlamda "ibnet-i Cahş" demiş ve ayrıca
"Ümmü Habibe'yi zikretmemiştir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 290; Tirmizi, 129; Nesai, 206, 350
64 - (334) وحدثنا
محمد بن سلمة
المرادي.
حدثنا
عبدالله بن
وهب عن عمرو
بن الحارث، عن
ابن شهاب، عن
عروة بن الزبير
وعمرة بنت
عبدالرحمن،
عن عائشة زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أن أم
حبيبة بنت جحش
(ختنة رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
وتحت عبدالرحمن
بن عوف)
استحيضت سبع
سنين. فاستفتت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في ذلك.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "إن
هذه ليست بالحيضة.
ولكن هذا عرق.
فاغتسلي
وصلي". قالت
عائشة: فكانت
تغتسل في مركن
في حجرة أختها
زينب بنت جحش.
حتى تعلو حمرة
الدم الماء.
قال ابن شهاب:
فحدثت بذلك
أبا بكر
ابن
عبدالرحمن بن
الحارث بن
هشام. فقال: يرحم
الله هندا. لو
سمعت بهذه
الفتيا.
والله! إن
كانت لتبكي.
لأنها كانت لا
تصلي.
[:-754-:] Bize Muhammed b. Selemete'I-Muradi de rivayet etti.
(Dediki): Bize Abdullah b. Vehb, Amr b. el-Haris'ten, o da İbni Şihab'dan, o da
Urvetü'bnü Zübeyr ile Amra Biııti Abdirrahman'dan, onlar da Nebi (s.a.v.)’in
zevcesi Aişe'den naklen rivayet
ettiler. Ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in baldızı ve Abdurrahman b. Avf'ın zevcesi olan Cahş kızı
Ümmü Habibe yedi yıl süreyle istihaza kanı gördü. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'den bu hususta fetva sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bu ay hali değildir ama bu (kan akıtan) bir damardır. Bu sebeple
gusledip, namaz kıl" buyurdu.
Aişe dedi ki: Kızkardeşi
Cahş kızı Zeynep'in odasında bir leğen içinde yıkanıyordu. Öyle ki kanın
kırmızı rengi suyun üstüne çıkıyordu.
İbn Şihab dedi ki: Ben
bunu Ebu Bekr b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam'a tahdis ettim. O şöyle dedi:
Allah Hind'e rahmet buyursun. Keşke bu fetvayı duymuş olsaydı. Allah'a yemin
olsun ki o (bu hali dolayısıyla) namaz kılmadığı için ağlayıp, duruyordu.
Diğer tahric: Buhari,
327 -buna yakın-; Ebu Davud, 285; Nesai, 203, 204, 205; İbn Mace, 626 -uzun
olarak-
(334) وحدثني
أبو عمران
محمد بن جعفر
بن زياد.
أخبرنا
إبراهيم (يعني
ابن سعد) عن
ابن شهاب، عن
عمرة بنت
عبدالرحمن،
عن عائشة؛
قالت: جاءت أم
حبيبة بنت جحش
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. وكانت
استحيضت سبع
سنين. بمثل
حديث عمرو ابن
الحارث إلى
قوله: تعلو
حمرة الدم الماء.
ولم يذكر ما
بعده.
[:-755-:] Bana Ebu İmran Muhammed b. Ca'fer b. Ziyad dahi rivayet
etti. (Dediki): Bize İbrahim yani İbni Sa'd, İbni Şihab'dan, o da Amra binti
Abdirrahman'dan, o da Âişe'den naklen haber verdi. Aişe şöyle demiş.:
Ümmü Habibe binti Cahş
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi. Yedi yıl istihaza kanı
görmüştü sonra da Amr b. el-Haris'in hadisi rivayet ettiği gibi "kanın
kırmızı rengi suyun üstüne çıkıyordu" ibaresine kadar zikretti ondan
sonrasını zikretmedi.
(334) وحدثني
محمد بن
المثنى. حدثنا
سفيان بن
عيينة عن
الزهري، عن
عمرة، عن
عائشة؛ أن
ابنة جحش كانت
تستحاض سبع
سنين. بنحو
حديثهم.
[:-756-:] Bana Muhammed übnü'l Müsenna da rivayet etti. (Dediki):
Bize Süfyan b. Uyeyııe, Zühri'den, o da Amra'dan, o da Âîşe'den naklen rivayet
etti. Aişe bu rivayette de ötekilerin hadisinde
olduğu gibi. Cahş kızı yedi yıl süreyle istihaza kanı görüyordu, diye hadisi
onların hadislerine yakın rivayet etti.
65 - (334) وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث.
ح وحدثنا قتيبة
بن سعيد.
حدثنا ليث عن
يزيد بن أبي
حبيب، عن
جعفر، عن
عراك، عن
عروة، عن
عائشة؛ أنها
قالت: إن
أم حبيبة سألت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن الدم؟
فقالت عائشة.
رأيت مركنها
ملآن دما.
فقال لها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
امكثي قدر ما
كانت تحبسك
حيضتك. ثم
اغتسلي وصلي".
[:-757-:] Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti (Dedi ki) Bize Leys,
haber verdi. H.
Bize Kuteybetüb'nü Saîd
de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Yezld b. Ebi Habib'den, o da Ca'ferden, o
da. Irak'dan, o da Urve'den, o da Aişe'den naklen rivayet etti. Ki Aişe söyle demiş:
Ümmü Habibe, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kan'a dair soru sordu. Aişe: Ben onun (içinde
yıkandığı) leğenini kanla dolmuş gördüm, dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona: ''4y halin seni alıkoyduğu kadar bir süre bekle sonra guslet ve
namaz kıl" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 279; Nesai, 207, 351
753 - 757
66 - (334) حدثني
موسى بن قريش
التميمي.
حدثنا إسحاق
بن بكر بن مضر.
حدثني أبي.
حدثني جعفر بن
ربيعة عن عراك
بن مالك، عن
عروة بن
الزبير، عن
عائشة، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنها
قالت: إن
أم حبيبة بنت
جحش. التي
كانت تحت
عبدالرحمن بن
عوف. شكت إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم الدم.
فقال لها
"امكثي قدر ما
كانت تحبسك
حيضتك. ثم
اغتسلي فكانت
تغتسل عند كل
صلاة.
[:-758-:] Bana Musa b. Kureyş Et-Temimi rivayet etti. (Dediki): Bize
İshak b. Bekir b. Mudar rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti.
(Dediki): Bana Ca'fer b. Rabia Irak b. Malik'den, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o
da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in zevcesi Aişe'den naklen rivayet etti: Aişe şöyle demiş:
Abdurrahman b, Avf'ın
nikahı altındaki Cahş kızı Ümmü Habibe Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
(istihaza halinde gelen) kan'dan şikayet etti. O'na: "Daha önce ay halin
seni alıkoyduğu kadar bir süre bekle, sonra guslet" buyurdu. O da her
namaz vakti gelince guslederdi.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi bütün Kütübü
- Sitte sahihleri tahric etmişlerdir. Hadis-i şerifte Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e sual sorduğu bildirilen Hz. Ümmü Habîbe Ümmehat-ı
Mümininden Zeynep binti Cahş (R.A.)'nın kız kardeşidir. Vakidi ile Harbi
isminin Habîbe, künyesinin Ümmü Habîb olduğunu söylemişler, Dare Kutni dahi
bunu tercih etmiş isede sahih rivayetlerdeki meşhur künyesi Ümmü Habîbe'dir.
İmam Malik'in (El-Muvatta) ında Hz. Abdurrahman b. Avf'ın zevcesi Zeyneb binti
Cahş olduğu, istihaze kanını da onun gördüğü rivayet edilmiştir. Bazıları bunun
vehmolduğunu, diğer bazıları da vehim değil, doğrusunun bu olduğunu iddia
etmişlerdir. Onlara göre bu kadının ismi Zeyneb, künyesi Ümmü Habîbe 'dir.
Ümü'l
Mü'minin Zeynep (R.A.)'ya gelince Onun asıl isminin Birre olduğunu sonra
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu değiştirerek kız kardeşinin ismini
verdiğini söylerler. Çünkü kız kardeşi künyesi ile meşhur olduğuna göre ona
Zeyneb demekle bir iltibas vaki olmamıştır. Hz. Ümmü Habibe 'nin Hamne isminde
bir kız kardeşi daha vardır. Ulemadan bazıları Ümmü Habibe ile Hamne 'nin
ikisininde istihazalı olduğunu diğer bazıları Ümmül-Mü'minin Zeynep (R.A.) nın
dahi istihazalı olduğunu söylerler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
zamanında on kadının istihazalı olduğu rivayet edilmiştir. Bunlar, Ümmü Habibe
binti Cahş, Ümmü'l Mü'minin Zeynep binti Cahş, diğer kız kardeşi Hamne binti
Cahş, Ümmü'l Mü'minin Meymune (R.A.)'nın anne bir kız kardeşi Esma, Fatime binti
Ebi Hubeyş, Sehle binti Süheyl, Ümmü'l Mü'minin Sevde binti Zem'a, Zeynep binti
Ümmü Seleme, Esma el Harisiyye ve Badiye binti Gaylan'dır.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in Hz. Ümmü Habibe'ye verdiği yıkanma emri mutlaktır.
Bunun her namaz için yahut bazan yıkanma ihtimali vardır. Ebu Davud 'un tahric
ettiği bir rivayet her namaz için yıkanması lazım geldiğini bildirmektedir.
Çünkü o rivayette «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ona her namaz için
yıkanmayı emretti» denilmiştir. Beyhaki bu rivayetin yanlış olduğunu
söylemiştir. Müslim'in buradaki rivayetinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) in her namaz için yıkanmayı emretmediği Hz. Ümmü Habibe'nin
kendiliğinden yıkandığı bildirliyor. Bu hususta rivayetler muhteliftir.
Bazılarında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ümmül Mü'minin Zeynep
Binti Cahş'a:
«Her
namaz için yıkan.» diye buyurduğu,
diğer bazılarında :
«Her
namaz için abdest al.» dediği
bildiriliyor. Hatta Muslîm'in Hammad b.
Zeyd 'den rivayet ettiği hadiste, Hammad yalnız başına rivayet etmiştir diye
kitabına almadığı cümle dahi bazılarınca budur. Mezkur cümleyi yalnız Hammad
değil Ebu Avane ve başkaları dahi rivayet etmişlerdir. Bununla beraber onu
yalnız Hammad rivayet etmiş olsa bile kabul edilmesi lazım gelir. Çünkü Hammad
mütemed bir ravidir. Mutemed ravinin ziyadesi ise makbuldür.
Bazıları
bu hadisin Fatime binti Ebi Hubeyş hadisi ile nesh edildiğini söylerler. Çünkü
Hz. Aişe, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in vefatından sonra Fatime
hadisiyle fetva vermiş, bu suretle Ümmü Habîbe hadisine muhalefette
bulunmuştur. Bundan dolayı Ebu Muhammed el îşbîlî; «Fatime hadisi istihaza
hakkında rivayet edilen en sahih hadistir.» demiştir. Az yukarıda İmam Şafii
'den naklen onun da; «Ümmü Habibe'nin her namaz için yıkanması Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in emri ile değil kendi fiilidir.» dediğini
söylemiştik. Cumhur'u Ulemanın kavli de budur. Yani istihazalı bir kadına her
namaz için yıkanmak vacip değildir. Hattabi (319 - 388); «Bu haber muhtasar»
dır. Onda kadının hal-u şanı beyan edilmemiştir. Her istihzalı kadına her namaz
için yıkanmak vacib değildir. Yıkanmak ancak müptela kadına vaciptir.
Müptela:
Gelen kanın hayz'mı istihaza mı olduğunu ayıramıyan yahut gününü, vaktini ve
sayısını unutan kadındır. Böylesi hiçbir namazını terk edemediği gibi her namaz
için yıkanması da vacibtir, diyor.
Ebu
Bekr b. Abdirrahman'ın; «Allah rahmet eylesin» diyerek zikrettiği Hind'in onun
zevcesimi yoksa akrabasımı olduğuna dair hiçbir yerde bir malumata tesadüf
edilememiştir. İbni Hacer'in «El-İsabe» adlı eserinin sonunda bir Hind'den
bahsedilmiş fakat kim olduğu beyan edilmemiştir.